İstanbul… Marmara’nın incisi, kıtaların buluştuğu şehir, şiirlere, şarkılara konu olan kadim kent… Ama aynı zamanda, güne “FATALITY!” diye başlayan, her günü bir “ROUND 1: FIGHT!” anonsuyla karşılayan bir hayatta kalma mücadelesi arenası da olabilir! Mortal Kombat’ın acımasız dünyasında bir kombo yapmak mı daha zor, yoksa İstanbul’da mesaiye yetişmek mi? Gelin, bu absürt ama bir o kadar da gerçekçi karşılaştırmaya birlikte bakalım!
“Choose Your Fighter”: Sabah Mesaisi Sendromu 😴
Mortal Kombat’ta dövüşçünüzü seçersiniz; Kung Lao, Sub-Zero, Scorpion… İstanbul’da ise dövüşçünüz sizsiniz! Ve ilk rakip: Sabah trafiği!
- Mortal Kombat: Rakibiniz karşınızda, planlı saldırılar yapabilirsiniz.
- İstanbul: Rakibiniz trafikteki her bir araç, her bir sinyal, her bir yol çalışması. Bir anda karşınıza çıkan dolmuş, yandan fırlayan kurye, her biri ayrı bir “uppercut” etkisi yaratabilir. Üstelik bu dövüşe her sabah, uykulu gözlerle, kahvesiz başlamak zorundasınız. O “Loading…” ekranı, metrobüs kuyruğudur.
“Fight!”: Günlük Hayat Arenası ⚔️
Mortal Kombat’ta arenanız belirli; tapınaklar, ejderha kaleleri… İstanbul’da ise her yer bir arena!
- Toplu Taşıma Komboları: Metrobüse binmek, adeta bir “Brutality” seviyesinde. İçeri girebilmek için fiziksel bir güç ve stratejiye ihtiyacınız var. Eğer yer bulduysanız, tebrikler, ilk kombonuzu yaptınız! Sonraki aşama, inmek için doğru zamanda doğru hamleyi yapmak. “Get over here!” diye bağıran otobüs şoförleri mi dersiniz, yoksa “Finish him!” dercesine kapıdan sıkıştıran kalabalık mı…
- Fiyat Şoku “X-Ray Move”: Bir kafede kahve içerken gelen hesap veya markette gördüğümüz fiyatlar… İşte bunlar tam bir “X-Ray Move” etkisi yaratır, bütçeniz doğrudan kalbinden vurulur. Mortal Kombat’taki X-Ray’ler kadar can yakıcıdır.
- Sosyal Hayatın “Fatality”leri: Hafta sonu planı yapmaya çalışırken bir anda çıkan ani masraflar, arkadaşların son dakika iptalleri… Veya Beyoğlu’nda yürürken aniden çıkan bir kalabalık, sanki sizi bir “Fatality” animasyonuna sokmak ister gibidir.
- Dil ve İletişim “Test Your Might”: Farklı semtlerin, farklı insan gruplarının kendilerine has bir dili, bir ritmi vardır. Beşiktaş’ın taraftar tezahüratları, Eminönü’nün esnaf nidaları… Bu kakofonide doğru iletişim kurmak ve istediğinizi anlatmak bazen “Test Your Might” seviyesinde bir zorluk olabilir.
“Flawless Victory?” Kim Kazandı Kim Kaybetti? 🤔
Mortal Kombat’ta dövüşün sonunda bir kazanan ve bir kaybeden vardır. İstanbul’da ise her gün yeni bir “round” başlar.
İstanbul’da yaşamak, tıpkı Mortal Kombat gibi sürekli adaptasyon, hız, strateji ve dayanıklılık gerektirir. Bazen canınız çok sıkılır, yorulursunuz, hatta “Bu şehir beni bitirecek!” dersiniz. Ama sonra bir vapurda martılarla birlikte denizi izlerken, ya da boğazda gün batımını seyrederken, aniden tüm zorluklar unutulur ve bu şehrin büyüsüne bir kez daha kapılırsınız.
Mortal Kombat’taki karakterler “Zafer!” nidalarıyla bitirir. İstanbul’da zafer, metrobüste boş yer bulmak, trafiksiz bir şekilde işe yetişmek, ya da sadece bir günü stressiz atlatabilmektir.
Peki, sizce İstanbul’da yaşam, Mortal Kombat’tan gerçekten daha mı zor? Yoksa sadece daha renkli ve sürprizlerle dolu bir “dövüş” mü? Yorumlarda buluşalım, “FINISH HIM!” demeden…
